Normal pilatesten oldukça farklı olan reformer pilates, mat kullanımı yerine aletlerin yardımıyla yapılmaktadır. Özel olarak tasarlanmış aletler sayesinde vücudun “kendi ağırlığıyla” güç, dayanıklılık ve esneklik kazanmasını hedeflemektedir. Yerçekimine karşı değil, yayların direncine karşı hareketler uygulanır.

Matwork Pilates, Joseph Pilates’in geliştirdiği 34 egzersizden oluşmaktadır. Bu hareket repertuarı kuvvet, mobilite ve germe egzersizlerinin kombinasyonlarından oluşmaktadır. 34 pilates egzersizin temel amacı lumbopelvik stabilitesinin devam ettirilmesidir. Bununla birlikte fleksibilite (esneklik), endurans (dayanıklılık), postural (duruş) ve vücut farkındalığını artırmak ve kas dengesizliği düzeltmek amacıyla oluşturulmuştur. Pilates egzersiz metodu; esnekliği artırmak, dengeyi ve koordinasyonu geliştirmek, beyin ve kaslar arasında koordinasyon sağlamak ve vücudu şekillendirmek için yer egzersizlerinin yanı sıra direnç sağlamak için de ekipmanların kullanıldığı bir fitness akımıdır. Pilates egzersiz metodu, lumbopelvik stabilizasyon, omurganın segmental mobilizasyonu, omuz, dirsek, kalça, diz, ayak bileği mobilizasyonu ve stabilitesi, koordinasyon ve dengenin üzerinde duran bir merkezleme tekniğidir

Hamile pilatesi hamileliğin 14. haftasından sonra başlanması gerekilen egzersizlerdir. 14. haftadan önce yapılması bebeğin rahme, plasentaya tutulması yönünden tehlike arz edeceğinden doktor izinli bir şekilde 14. haftadan sonra başlanması ön görülür. Hamile pilatesi egzersizlerinin haftada 3 gün, günde 30-45 dakikalık periyotlar halinde yapılması yeterlidir. Egzersizlere yeni başlandığında daha kısa çalışma programları ile anne adayının hareketlere alıştırılması ve direncinin artırılması beklenir. Anne adayları hamilelik süreci boyunca yalnızca hormonel değişiklikler yaşamazlar. Fiziksel değişiklikler de yaşayan anne adaylarının vücut ağırlıklarının belli bir bölgeye yoğunlaşmasıyla bazı rahatsızlıklar meydana çıkabilir. Tam da bu nokta da gebelikte pilates yapmanız önerilmektedir. Çünkü ortaya çıkan bel ve sırt ağrıları dayanılmaz bir hale gelmeden bu ağrıların önüne geçebilmek pilates ile mümkün olacaktır. Günlük hayatınızı da olumsuz yönde etkileyecek bu baskılar, pelvik tabanındaki kaslarda da sarkma gibi sorunlara neden olur.

Pelvik taban nedir? Leğen kemiğinin(pelvis) iç kısmını örten ve leğen kemiği içinde bulunan mesane, rahim ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektumun normal görevlerini yapabilmesi için destek oluşturan kas tabakasına pelvik taban denilmektedir.

Pelvik Tabanın Görevleri Nelerdir? Pelvik taban kasları, idrara çıkma, dışkılama ve cinsel fonksiyonlardan direkt olarak sorumludur. Üstlendiği fonksiyona göre kasılma ve gevşeme özelliğine sahiptir.

Hangi Durumlarda Pelvik Taban Terapistine Başvurulabilir? Üriner inkontinans (idrar kaçırma), Gaz ve gaita inkontinansı (dışkı kaçırma), Konstipasyon (kabızlık), Orgazm problemleri (anorgazmi-disorgazmi), Vajinismus, Disparoni (ağrılı cinsel ilişki),endometriozis, Ağrılı adet (dismenore), Pelvik ağrı, kuyruk sokumu ağrıları, bazı bel bölgesi ağrıları, Pre-post menapoz dönemi, Gebelik dönemi ve doğum sonrası pelvik taban problemleri, Pelvik organ prolapsusu Gibi rahatsızlıklara sahipseniz bu tedavi yöntemine başvurabilirsiniz.

Skolyoz nedir? Spinal deformiteler içerisinde en sık karşılaşılan ve ilerleyen evrelerde son derece ciddi duruş bozukluklarına neden olan üç boyutlu omurga deformitesidir. Bu deformite omurganın yapısal bozukluğundan kaynaklı olarak ortaya çıkabileceği gibi omurganın dış sebeplere bağlı olarak da etkilenmesinden kaynaklı gelişebilir. Skolyoz, büyüme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir hastalıktır. Hastalık erken belirlendiğinde tedavide önemli bir başarı sağlanabilir. Ancak zamanında teşhis edilemeyen omurga eğrilikleri ilerlemişse, çocukların normal gelişimi engellenir, erişkinlik döneminde ise bel ve sırt ağrıları, kalp ve akciğer fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar.

Skolyozun en önemli belirtileri şunlardır: Omuzlar arasında dengesizlik gelişir, bir omuzun diğerine göre aşağıda olduğu görülür. Kollar ile vücut arasındaki mesafenin eşitliği ve vücudun dengesi bozulur. Kalçalar arasında dengesizlik gelişir, bir kalçanın diğerine göre aşağıda olduğu görülür. Arkadan bakıldığında omurganın düz olmadığı sağa-sola doğru eğrildiği gözlenir Sırtta bir tarafta çıkıntı, kamburluk görünür, bu çıkıntı öne eğilme ile artar Gövdenin yana doğru kaydığı görülür. Skolyoz olanlarda sırt ve bel ağrıları olur Skolyoz ileri derecedeyse nefes darlığı ve yorgunluk hissi oluşur.

Manuel terapide tedavi esnasında, kas spazmı, kas gerginliği ve eklem disfonksiyonunun neden olduğu ağrıları azaltmak için bölgedeki eklemleri manipüle etmek ve kas dokusunda spazmları azaltmak için hiçbir elektroterapi ajanı kullanmadan el ile uygulama yapılır. Bununla beraber etkilerini ilk seanstan sonra hissedebileceğiniz, iyileşme hızının yüksek olduğu bir terapi uygulamasıdır. Ağrı ve spazm gibi yakınmalar ilk manuel terapi tedavisinden sonra azalmaya ve kişi zamanla kaybettiği fonksiyonları geri kazanmaya başlar. Manuel terapi, sakroiliyak eklem disfonksiyonu, kronik bel ağrısı, yumuşak doku yaralanmalarından kaynaklanan akut sırt ağrısı gibi eklem sorunlarının tedavisinde kişilere rahatlama sağlayabilir.

Fizik tedavi ,kas iskelet sisteminde gerek doğuştan gerekse sonradan gelişen fiziksel ve fonksiyonel bozuklukların tanı ve tedavisi üzerinde yoğunlaşan bir tıp alanıdır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, kişinin yaşam kalitesini artırmaya yönelik tüm yaklaşımları içerir. Bireyin kendine bakım aktivitelerinde bağımsız ve toplumla etkileşim halinde olmasını hedeflenir.

Ortopedik rehabilitasyon, fizik tedavi ve rehabilitasyonun özelleşmiş bir alt birimi olup kas ve iskelet sistemindeki bir çok hastalığın tedavisinde, bilimsel temellere dayanan tedavi seçenekleri sunar. Ortopedik rehabilitasyon programı ile amaç, kas ve eklem sertliklerini gidermek, hastanın fonksiyonelliğini en üst düzeye çıkarmak, normal aktivite seviyesini yeniden kazandırmaktır.
Ortopedik problemler çeşitli durumlarda ortaya çıkabilir. Yumuşak dokularda hasarlanma, kemik kırıkları veya kireçlenmenin ileri dönemlerinde cerrahi işlem sonrası, rehabilitasyon gerektiren sorunlar görülebilir. Rehabilitasyon programında uzun süreli ya da kısa süreli programlar uygulanmaktadır. Bunlar hastanın kendi durumuna göre çeşitlilik ve farklılık gösterebilmektedir. Cerrahi girişimi gerektiren ortopedik tedavilerde cerrahi öncesi ve sonrası olarak iki ayrı tedavi oluşturulur.

Nörolojik rehabilitasyon, periferik ve merkezi sinir sisteminin hasarlandığı durumlarda meydana gelen hasarın olumsuz etkilerini minimuma indirerek maksimum fonksiyonellik kazandırmayı, yaşam kalitesini arttırmayı hedefleyen rehabilitasyon tedavisidir. Enfeksiyonlar, yapısal deformasyonlar, dolaşım problemi, sinir hasarları, travma sonucu ortaya çıkan nörolojik hastalıklarda nörolojik rehabilitasyon mutlaka yapılmalıdır.

Enerjinin geri kazanılması, rahatlama ve yenilenmeyi sağlar. Aktivite ve spor sonrası kas ağrılarının azalmasını sağlar. Performansı arttırmaya yardımcı olur. Fizyoterapi uygulamalarının yanında uyku ve beslenme düzeni de çok önemlidir. Sporcuların yoğun antrenman ve müsabaka tempolarından sonra bu yoğun sürece bağlı olarak kas ağrıları ve yorgunluk oluşmaktadır. Uygulanan fizyoterapi uygulamaları sayesinde sporcuların müsabaka öncesinde ve sonrasında en hızlı şekilde toparlanmasını ve yenilenmesi sağlanmaktadır. Bu uygulamalar sayesinde sporcularda yorgunluk kas gerginlikleri azalıyor, hareket kabiliyeti ver performansta artış sağlanıyor. Sadece sporcularda değil, masa başı çalışanlara ve yoğun çalışma temposuna sahip kişilerde oluşan yorgunluk kas ağrıları ve kas spazmlarında da kişiye özel fizyoterapi uygulamaları ile kişilerin yaşam standartları yükseltilebilir.

Sporcu Yaralanmaları Nelerdir ? Sporcularda hareket sistemiyle ilgili yaşanabilecek her türlü problemde (yaralanma, sakatlık, ağrı, hareket kısıtlığı vb.) sakatlıkların riskinin azaltılması, fonksiyonel kayıplarının tekrar yerine konulması, sahaya dönüşünün hızlandırılması ve performansının desteklenmesini hedefleyen rehabilitasyon alanıdır.

Medikal masaj, ağrıları gidermek, dolaşımı arttırmak, hareket kabiliyetini arttırmak bunların hepsiyle beraber yaşam kalitesini artırmak amacıyla yapılabilmektedir. Medikal masaj, vücudumuzu kontrol eden sempatik ve parasempatik sinir sistemleri arasında dengeyi sağlayarak vücudun sürekli gergin ve tetikte olma halini ortadan kaldırır. Bunun dışında mekanik etkisi ile kan dolaşımını artırır, kas - tendon - bağ doku gibi yumuşak doku içerisindeki ve çevresindeki yapışıklıkları azaltır, bu dokuların içindeki sıvı "kan ve hücre sıvısı" hareketliliğini artırır. Cildin dolaşımının yanında cildin esnekliğini de arttırır. Bu sayede ciltteki kırışıklıkları, çatlamaları önlemiş olur.

Modern fizik tedavi yöntemlerinden olan kupa terapi son yıllarda dünyada ve ülkemizde tamamlayıcı ve geleneksel tedavi uygulamaların dan birisi olarak popüler olmuştur ve dünyanın farklı bölgelerinde konvansiyonel tedaviye cevap vermeyen ya da kronik hastalıklarda tamamlayıcı tedavi olarak uygulanmaktadır. Kupa tedavisi farklı şekillerde uygulanmakla birlikte temel olarak yaş(hacamat) ve kuru kupa tedavisi olarak yapılmaktadır. Her iki uygulamada da kupalar negatif basınç oluşturarak cilde yerleştirilmekte ve cilt altında extraselüler alanda yeni oksijenli kan için yer açmaktadır .Yaş kupa(hacamat) tedavisinde cilde çizikler atılarak kan dışarı alınmaktadır. ‘Hacamat’ kelimesi Arapça ‘emmek, normal formuna getirmek’ anlamlarını taşır. Hacamat için belirli bir zaman yoktur, her zaman yapılabilir. Hacamat saç,sakal,tırnak kesmek gibi fıtri bir ihtiyaçtır. ihtiyaç hissedildiğinde yapılabilir fakat daha faydalı ve faziletli olduğu zamanlar vardır. Hicri Takvime göre ayın 17-19-21 Günlerinde yapılır. Yılda en fazla 4 kez yapılır, Her mevsim girişlerinde yapılması daha faydalıdır. Herhangi bir problemi yoksa Detox amaçlı yılda bir defa, 40 yaşına gelmiş erkekler veya menopozda olan veya şüphesi olan bayanlar mevsim geçişlerinde yılda 4 defa, Sistemik hastalığı olanlara ise TARAMA HACAMATI önerilir.

Kullanılan iğneler ilaç içermediğinden bu yönteme “Kuru İğne & Dry Needling” denmiştir. Kuru iğne tedavisi bilimsel bir tedavi yöntemidir ve tüm dünyada kas iskelet sistemi ağrılarında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Graston Tekniği, alet destekli yumuşak doku mobilizasyonu olarak bilinen bir manuel tedavi şeklidir. Graston masajı, vücudun farklı bölgeleri için özel olarak tasarlanmış titanyum kaplı metal çubuklar kullanılarak yapılır. Tekniğin amacı skar (yapışık) dokuları açarak ve dolaşımı artırarak yumuşak doku mobilizasyonunu sağlamaktır. Graston masajı, özellikle fasyanın mobilitesini (hareketliliği) arttırmak, kas, tendon ve yumuşak dokuda meydana gelen yırtık veya yaralanmaları tedavi etmek için tercih edilir.

Klinik bantlama, Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda tanınmaya başlamış özel bir tedavi ve bantlama yöntemidir. Yöntem bel-boyun ve sırt ağrıları gibi çok sık rastlanan sağlık problemleri yanında ortopedik ve nörolojik problemler ile cerrahi sonrasında da kullanılabilen bir tedavi seçeneğidir ve her geçen gün kullanım alanı genişlemektedir.

Evde Sağlık Bakım; Kronik hastalık, yaşlılık, cerrahi öncesi veya sonrası süreçlerde bireylerin ihtiyaç duyduğu fizik tedavi hizmetlerini profesyonel kişiler tarafından bireylerin evlerinde sunulması hizmetidir. Hasta tedavi programımız, uzman fizyoterapist tarafından yapılan değerlendirme ve tedavi programını kapsamaktadır.

Bebek masajı bebeğin vücuduna uygulanan rahatlatıcı bir masaj türüdür. Genellikle bebek yağı ile yapılan bu masaj, duygusal ve fiziksel gelişimine katkıda bulunur ve uyku problemleri, gaz problemleri gibi birçok alanda pozitif bir etkiye sahiptir. Masaj bebeğin stresini azaltarak rahat uyumasını sağlamaktadır. Masajın bebeklerdeki birçok problemi ortadan kaldırıyor olmasından dolayı doktorlar, düzenli olarak bebeklere masaj yapılması gerektiğini önermektedir. Bebek spası, diğer bir adıyla havuz terapisi(hidroterapi) sudaki direnç sayesinde bebeğinizin zihinsel ve motor becerilerinin gelişmesini destekleyen, beyin ve kas gelişimini sağlayarak tüm kas gruplarını harekete geçirmesini sağlayan bir hizmettir. Hidroterapi, bebeklerin keyifli vakit geçirmesini sağladığı gibi suyun içinde sürekli hareket edilmesi kas iskelet sistemini güçlendirir ve denge koordinasyonunu destekler. Bebeğin suda hareket etmesi gaz sancısını gidermeye yardımcıdır. Sindirim ve dolaşım sistemine katkı sağlar. Harcanan efor ise akciğer gelişimine faydalı olabilmektedir.